Kimine göre sanat dalı, kimine göre vandalizm sayılan duvar yazılarının geçmişi mağara duvarlarına çizilen şekiller nedeniyle ilkçağlara kadar dayanıyor. Hatta Napoli yakınlarındaki antik kent Pompei’deki duvar yazılarının graffiti olarak kabul edildiği bilgisi çeşitli kaynaklarda yer alıyor. Eski Mısır döneminde insanların geçtikleri yerlerdeki kayalara bıraktıkları çeşitli şekillerden ve yazılardan oluşan mesajlar graffitinin ilk adımları sayılsa da, günümüzdeki anlamına 1940’lı yıllarda, yani 2. Dünya Savaşı günlerinde ulaştığı düşünülüyor.
Duvar yazılarının yıldızı Almanya’yı ikiye bölen Berlin Duvarı‘nın protestocular tarafından boyanarak, yazı ve sloganlarla bezenmesi sayesinde parladı. 1960’lı yıllarda da ABD’deki politik gruplar görüşlerini duyurmak ve yaygınlaştırmak için bu yola başvurmaya başladı.
Bir zaman sonra sosyal içerikli iletilere bireysel mesajlar eklendi. Böylece duvar yazıları ve graffitiler giderek renklendi hatta birer sanat eserine dönüştüler. 1970’lerde sadece duvarlar değil metrolar, duraklar gibi yazılamaya uygun olan hemen her zemin sprey boyalarla, fırçalarla tuval niyetine kullanıldı. Duvar sanatçıları isimlerini gizlemeyi tercih etse de Hugo Martinez, Bozo Texino, Taki 183 gibi isimler dünya çapında ün kazandı.
Tüm dünyada graffiti sanatı 1980 sonrası zirveye ulaştı. Öyle ki ABD’de de toplumsal sorun haline bile geldi ve sprey boyalar kilit altında tutulup, küçük yaştakilere satılmadı. O yıllarda Style Wars ve Wild Style adlı iki belgesel graffiti ve etkilendiği hip hop kültürünün geniş kitlelere yayılmasını sağladı.
Bu sanatın Türkiye’ye sıçraması ise Almanya’da dışlanan Türkiyeli gurbetçilerin seslerini duyurmak için hiphop kültürüne yönelmeleri sayesinde oldu. Graffitiyi Türkiye’ye gurbetçiler getirmiş olsa da “komünistler” sayesinde üne kavuştu. Duvarlar Gezi Direnişi’nin ardından yeniden popüler oldu.
Kimi zaman Facebook, Youtube, Twitter gibi sosyal medya hesaplarına uygulanan yasaklar duvarlara taşındı

Kimi zaman da aşklar…

Kimi aşklar umutsuzdu,
Kimisi de fazlasıyla mutlu.
Suriyeli göçmenlerden çevre sorunlarına, hayvan haklarından zamlara kadar her şey duvarlara konu oldu.

Duvar yazarları ne yasak tanıdı, ne de sansür.
Meğer çayı ne çok severmişiz onu da duvarlardan anladık…